Saadet Parti (SP) Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, gazetecilerle bir araya gelerek 2023 yılının değerlendirmesini yaptığı ‘Z Raporu’ isimli bir basın toplantısı düzenledi. SP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut..
Saadet Parti (SP) Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, gazetecilerle bir araya gelerek 2023 yılının değerlendirmesini yaptığı ‘Z Raporu’ isimli bir basın toplantısı düzenledi.
SP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda, 2023 yılını değerlendirdi. SP Kayseri İl Başkanı Baki Coşkun, ilçe başkanları, parti üyeleri ve basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Arıkan, 31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerde en doğru kararı alabilmek için çeşitli analizler yaptıklarını söyledi.
En doğru adayla seçmenin karşısına çıkacağız!
Yaklaşan yerel seçimler hakkında değerlendirmelerde bulunan Arıkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ”Biz Saadet Partisi olarak beraber uzun yıllardır siyaset yapıyoruz. Hiçbir zaman hamasi cümle kurmamaya özen gösteriyoruz. Her zaman için ayakları yere basan cümleler kurmaya özen gösteriyoruz. Sayısal anlamda Türkiye’de en fazla oyu alan parti kendisinde bir ittifak yapma mecburiyeti hissetti. Bir takım partilerle kesinleştirdiler. Bir takım partilerle görüşme halindeler. Bizde en başta il başkanımız olmak üzere yoğun bir trafik takip ediyoruz. Kayseri’de ittifak halinde seçimlere girebilmenin yolları aranıyor. Olur, olmaz. Bunu bilemeyiz ama biz bu noktada gayret gösteriyoruz. Bu hafta belki önümüzdeki hafta bu netleşecektir. Gerek Kayseri’deki vekillerle gerekse yerel yönetimle görüşme trafiğimiz devam ediyor. En doğru sonucu alabilmek için kamuoyu yoklamaları yapılacak. Çeşitli analizler yapılacak. En doğru adayla seçmenimizin huzuruna çıkmış olacağız.” ifadelerine yer verdi.
İsrail ve Filistin arasındaki bir savaş değil devlet terörüdür!
Filistin ve İsrail arasında uzun yıllardır devam eden gerginlik hakkında yorumda bulunan Arıkan, bunun bir savaş değil devlet terörü olduğunu belirttiği konuşmasında ”2023, maalesef yine savaşların, afetlerin, yoksulluğun ve yoksunluğun yılı oldu. Türkiye’de depremin, Ukrayna’da savaşın, Afrika’da darbelerin yaşandığı bir dönemdi. Avrupa’da göçmen sorununun, Amerika ve Çin’de ekonomik krizin de etkili olduğu bir yıl geçirildi. Filistin için savaşın yılı oldu diyemiyorum, çünkü Filistinliler için 1948’den bu yana süregelen bir mücadele var. Öncelikle bir konuya açıklık getirmek gerekiyor: Biz her ne kadar “İsrail-Gazze Savaşı” desek de, bu açıkça bir devlet terörüdür. Çünkü ideolojik nedenlerle, örgütlü bir şekilde, düşmanı dehşete düşürecek faaliyetlerde bulunmaya terör denir. Savaşın bir hukuku vardır. Ancak, 7 Ekim’den bu yana “hukuk”, Filistin coğrafyasına uğramamıştır. Savaş, teröre ve terör soykırıma dönmüştür. Rakamlarla açıklayayım: 20.000 insan şehit edildi, 54.000 yaralı var. 8.000 çocuk, 6.000 kadın öldürüldü. 103 gazeteci öldürüldü. 4.695 Filistinli gözaltına alındı. 55.000 konut tamamen yıkıldı, 258.000 konut hasar gördü. 115 cami tamamen yıkıldı, 200 cami zarar gördü. 23 hastane, 53 sağlık merkezi yıkıldı. 92 okul tamamen, 285 eğitim kurumu kısmen yıkıldı. 355.000 kişi bulaşıcı hastalığa yakalandı.” ifadelerini kullandı.
İktidar Coca Cola ürünlerini kaldırarak üzerini düşeni yaptığını sanıyor!
İktidarın Filistin konusunda sessiz kaldığını ve yalnızca atılan bir kaç küçük hamle olduğunu belirten Arıkan, konuyla ilgili eleştirilerini ”Tam 93 gündür, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere her platformda iktidara “Bir şeyler yapın” çağrısı yapıyoruz. Ancak iktidar sadece bir miting düzenlemek, birkaç göstermelik etkinlik yapmak, birkaç toplantı gerçekleştirmek, boykot çağrısı yapmak ve en etkileyici olanı TBMM’de Coca-Cola Company ürünlerini kaldırarak konuyu kapatmakla yetiniyor. Hatta üzerine düşeni yaptığını iddia ediyor.” ifadeleriyle dile getirdi.
Gönlümüz Dünya Devleti olmayı istiyor ama rakamlar bunu söylemiyor!
Ülke ekonomisinin gün geçtikçe daha kötüye gittiğini fakat Akp iktidarının bu durumu çok iyimser bir şekilde halka yansıtma çabasında olduğunu dile getiren Arıkan, konuyla ilgili olarak ”Türkiye’nin gündemi, en az dış politika kadar yorucu ve karmaşık. Toplantımıza 2023 Z Raporu adını vermiştik. Biliyorsunuz, 2023 Türkiye için önemli bir tarihti. Birincisi, Türkiye ilk yüzyılını tamamlıyordu. İkincisi, 2011’den bu yana davul ve zurnayla duyurulan 2023 hedefleri vardı. Madem 2023 Z Raporu diyoruz, gelin hep birlikte 2023 hedeflerinin gerçekleştirilme oranlarına bir göz atalım. Dünya’nın ilk 10 ekonomisi arasında olacaktık, ancak 17’liğe düştük çünkü 16’ya kadar ilerledik. Kişi başına gelir hedefi 25 bin dolardı, ancak 13 bin dolar olarak gerçekleşti. Enflasyon için tek hane dendi, %65 olarak gerçekleşti. İşsizlik %5 olacaktı, %8 olarak gerçekleşti. Otoyol hedeflerinde gerçekleşme oranı %26.69 oldu, Hızlı Tren hedeflerinde gerçekleşme oranı %14.87 oldu. Kayseri bu konuda çok çekti. Havaalanı yolcu kapasitesi hedeflerinde gerçekleşme oranı %21.96 oldu. Göreceksiniz, çok yakında seçimlerden önce Kayseri Havalimanı Yeni Tesisi yine açılacak. Ama şimdiden söylüyorum, bu rakamlar konuşulmayacak. Diyeceksiniz ki, vekillerin hiç iyi bir şey olmadı mı? Oldu. 2023’e kadar İstanbul Karayolu Tüp Geçişi Boğaza 3 Köprü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Körfez Geçişi tamamlanacaktı. Bunlar yapıldı! Fakat bu projeler ve hedeflerin tamamı kamu-özel iş birliği ve Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle gerçekleştirildi. Fakat şu anki ekonomik sıkıntıların sebepleri haline geldiler ve gelecek yılların bütçe planlarının kara deliği haline dönüşecekler çünkü hesap kitap ortada. Biz bu iktidara yıllardır trilyonlarca bütçeyi emanet ediyoruz. 2011’den bu yana devasa bir rakam bu yatırımların gerçekleşmesi için verildi. Önümüzdeki gerçekleşme oranları %26, %14.87, %52. Biz gerçekleşen %26’lık bölüme odaklanamayız. Bizler kalan %74’lük bölümü sormalıyız. İktidar bizi 12 yıldır oyalıyor. 2023 hedefleri tutmayınca 2028 hedefleri karşımıza çıktı. Şimdi 2023’ün Z Raporunu alıyoruz? Verdiğimiz ile aldığımız tutmuyor, kasada açık var, hedeflerimizin 1/4’ünü gerçekleştirmişiz. Biz bu Z raporu gördükten sonra “burada iyi bir yönetim var” diyebilir miyiz? Bu gerçekle yüzleşmek zorundayız! Türkiye ekonomisi yönetilmiyor, savruluyor! Gelin enflasyon rakamlarına bakalım: TÜİK’e göre %64.77, İTO’ya göre %88, ENAG’a göre %127.21. Şimdi biz hangisine göre hareket edeceğiz? Veya şunu sorayım, siz enflasyonu kaç hissediyorsunuz? Bazı veriler sunayım: Gıda fiyatlarındaki yıllık artış %100.2 oldu, et ve balık fiyatlarında bir yılda %129.8 artış oldu. Yağ fiyatlarında bir yıllık artış %77, meyvede bir yıllık artış %104, sebze fiyatlarında bir yıllık artış %212.7. 2023 yılında asgari ücret, 14 bin 431 TL olan açlık sınırının altındaydı. Son 40 ayda sadece 1 ay açlık sınırının üstüne çıkabildi. Davullarla zurnalarla zam yapıldı. Asgari ücret şu an açlık sınırının üstünde! Eh, iktidar bir alkışı aldı. Merkez Bankası Başkanımız da diyor ki, “Mayıs ayında enflasyonun zirve yapmasını bekliyoruz, enflasyon %75 olacak.” Yani yine ücretlere yapılan bütün zamlar eriyecek. Türkiye’de enflasyon, Cumhurbaşkanlığı sisteminden beri çok hızlı bir şekilde yükselme eğiliminde. Bir dönem “Türkiye Ekonomi Modeli” diye pazarlanan şey aslında bu eğilimi baskılamaktı. Fakat 2023 seçimlerinden sonra bu baskılama işini de kaldırdılar. Sayın Nebati’nin ışıltılı modeli yerine, yeni bir ekonomi modeli ortaya koydular. Bu ekonomi modeline “zam yapanın, vergi verenin modeli” demek daha doğru olacaktır. Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek dönem dönem açıklar yapmıştır. “Vergiyi taban yaymak” der. Yani büyük şirketlere vergi muafiyetleri varken, vatandaşa daha fazla yük bindirilecek. 2023’te toplanan vergi iki kat arttı: 2022 Ağustos’ta 271.9 milyar TL olan vergi gelirleri, bu 2023 Ağustos’ta 543.2 milyar TL’ye yükseldi. OTV gelirleri de katlandı. 2022 Ağustos’ta 39.4 milyar TL toplanan OTV geliri, 2023 Ağustos’ta %164’lük artışla 104.1 milyar TL’ye yükseldi. 2024 OTV’leri şimdi güzel güzel hissettiriyorlar. Bir de faiz belası var. Politika faizini 14 Mayıs seçimleri öncesinde %8.5’e kadar indiren Merkez Bankası, sadece 6 ayda faizi %42.5’e kadar çıkardı. Türkiye, Aralık 2023 itibarıyla dünyada faizin en yüksek olduğu dördüncü ülke oldu. İlk beşte kim var? Zimbabwe %130, Arjantin %100, Venezuela %56, Türkiye %42.5, Gana %30. Üzgünüm, hayaller Avrupa, hayatlar ortada! Avrupa’daki oranlara yaklaşmamız ise mümkün değil. Türkiye %42.5, Rusya %16, Ukrayna %15 (ki bu iki ülke savaş halinde), Macaristan %10.8, Belarus %9.5, İzlanda %9.3, Romanya %6, Çekya %6.8, Sırbistan %6.5, Makedonya %6.3. Faizler yükseldikçe, yapılan projeksiyonlara göre 2024-2026 döneminde merkezi yönetim bütçesinden yapılacak toplam faiz ödemesi 5.4 trilyon lirayı bulacak. Yani bize şöyle köprü yaptık, o dağı da deldik, böyle tank yaptık, şöyle İHA uçurduk denirken, Türkiye Cumhuriyeti küresel çetelerin ve finans baronlarının ceplerini dolduruyor.” şeklinde konuştu.
İktidar Kayseri’yi önemsemiyor!
Ak Parti’nin, Kayseri’de sürekli olarak birinci parti olmasından dolayı Kayseri de yapılması gereken hizmetleri önemsemediğini dile getiren Arıkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ”Maalesef, Türkiye’de yaşanan bu olumsuz olayların hepsi bir boyutta güzel Kayseri’mizi de etkiliyor. Ben burada ‘Kayseri’nin sorunları’ dediğimde, hepimizin kafasında çok başka şeyler canlanıyor. Gerçekten Kayseri’mizin çok sorunu var. Burada önemli olan şey şu, farkında mısınız bilmiyorum? Dile getirilmese bile, sorun deyince zihninizde devasa bir liste oluşuyor. Dolayısıyla önce şunu söylemek istiyorum: Biz Kayseri’nin sorunları dediğimizde aklınıza gelen, dilinize gelen ve gelmeyen ne varsa çok farkındayız. Biliyoruz ve üzerine çalışıyoruz. Üzerimizde milletimizin bir emaneti var. Bunun sorumluluğu ile hareket etme gayretindeyiz. Fakat gördük ki, iktidar üzerindeki emanetin sorumluluğunu almayı bırakın, alanın da önüne engel koyuyor. Bir Kayseri Milletvekili olarak, Kayseri özelinde bize en çok sorulan şey ne biliyor musunuz? Kayseri Hızlı Treni! Sadece bundan dolayı Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçe görüşmelerine bizzat gittim. Orada yaptığım konuşma esnasında, Sayın Bakanın gözlerinin içine bakarak sordum: “Kayseri’ye hızlı tren ne zaman gelecek? Bu milleti neden oyalıyorsunuz?” Sayın Bakan birkaç hafta sonra tek cümle ile döndü, “2028’de” dedi. 2015’i duyduk, 2018’i duyduk, 2026’yı duyduk, 2027’yi duyduk. Şimdi Sayın Bakan 2028 diyor. Peki niçin 2028? Ben cevabı biliyorum, sizler de biliyorsunuz. Burada hepimiz Kayseriliyiz. Bunu ifade etmek de bana emanet edilen şeyin sorumluluğudur. Arkadaşlar, üzgünüm, hızlı tren konusunda iktidarın ciddiyeti budur. Hızlı tren, artık hizmet olmaktan öte bir şehir efsanesine döndü. Sadece hızlı tren de değil, Kayseri’de ulaşım da başlı başına bir sorun. Türkiye verilerine göre, Kayseri 68 ilden göç almakta. Turizm ve özellikle yaz aylarında gurbetçi vatandaşlarımızın da gelişiyle Kayseri trafiği çekilmez hale geliyor. Oysa Kayseri’de hala “Metro” diye bir gündem yok! Tramvay var, varlığı bir dert, yokluğu yara! 2009 yılında kurulan mantık aynen devam ediyor ve 14 yıldır yeni bir yöntem üzerinde çalışılmıyor maalesef. Hızı, trafiği engellemesi, durak arası mesafeleri hep tartışma konusu. Bu mevcut şikayetlerin ortadan kalkması için henüz bir şey yapılmadı. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı “2050 yılında ancak metro için gerekli yolcu sayısına ulaşıyoruz” demişti. Bugün nüfusu Kayseri’den az olan şehirlere birer birer metro projeleri başlıyor. Ama biz Kayseri’de metroyu konuşamıyoruz bile. Trafik sorununu ışıkla çözemezsiniz. Trafik ışığı, zorunlu hallerde kullanılması gereken palyatif bir tedbirden ibarettir. Bugün İldem’e, Talas’a, Erkilet’e, Altınoluk-Hacılar istikametine ve İncesu yönüne giden vatandaşlarımız trafik ışıklarından dolayı illallah demektedir. Hadi ışık işini çözmek için alt geçit-üst geçit yapılacak diyelim. Hemen sormak lazım, 2019’dan beri kaç tane yapıldı? Hadi yapılmadı? En azından kaç tanesinin projesi hazır ve ihale aşamasında? Maalesef bu sorulara da tatmin edici cevaplar alamıyoruz. Ne hikmetse seçime aylar kala bir “Ulaşım Zirvesi yapıldığını gördük. Müjdesini 2020 Martında verdiğiniz Fuzuli caddesini Yakut Mahallesine bağlayacak bir alt geçiti yapmak için dört yıl biraz uzun bir süre değil mi? Yeni proje ortaya konmadığı gibi kamuoyuna yansıyan projelerin de akıbeti belirsiz. Yatırımdan yatırıma koşuyoruz derken kastedilen nedir biz gerçekten merak ediyoruz. Söz verilenler daha duruyorken: Kartal Kavşağına, Yeni Sanayi-DSI Kavşağına, Gesi Kavşağına ve daha birçok noktaya yapılması gereken alt geçitlere, battı-çıktılara ne zaman gelecek? Alparslan Tramvay durağında olduğu gibi vatandaşların can güvenliği tehlikeye atılan noktalara yaya üst geçidi yapılmasına ne zaman sıra gelecek? Belediye otobüsü ile yolculuk yapan vatandaşın sıkıntısını kim kulak verecek? Kayseri’deki Türk Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi tarafından 151 mahallede gerçekleştirilen ankete göre vatandaşlar şehir içi toplu taşımadan genel olarak memnun değil. Araçta yaşanan sıkışıklıklar, bilet fiyatlarının pahalılığı, hijyenin yetersiz oluşu, soför tarafından yolculara karşı uslup ve davranışları, ücretsiz aktarma süresinin kısalığı, araçların engelli ve yaşlı kullanımına uygun olmayışı gibi pek çok konuda vatandaşlar memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler. Uluslararası ulaşım standartlarına göre bir duraktan en fazla 10 otobüs hattı geçmesi gerekirken, 3 numaralı “Meydan Park Önü” durağından tam 72 otobüs hattı geçmektedir. Bu, şehir merkezinde korkunç bir trafiğe neden olmaktadır. Tüm dünyanın toplu taşımaya yöneldiği ve özendirdiği bir dönemde, siz toplu taşıma imkanlarında iyileştirmeye gitmezseniz vatandaşlarımızın trafik çilesi artarak devam edecektir. Hemşehrilerimizin belini büken bir başka olay Kayseri’deki su faturaları. Elde edilen verilere göre, KASKİ Ocak 2023 ile Eylül 2023 ayı arasında Atıksu Bedeli kaleminde; 1. Kademede %2, 2. Kademede %0.7’lik bir artış yapmıştır. Aynı dönemde KASKİ 2023 yılı Eylül ayında aynı yılın Ocak ayına göre Su Bedeli kaleminde; 1. Kademede %0.7’lik, 2. Kademede %4.86’lik bir artış yapmıştır. Bu artışların enflasyon oranı artışları ile bir ilgisi olmadığı görülmekte. Yani KASKİ, hizmet giderlerini vatandaşın sırtına yüklüyor. Bu güzel şehir böyle mi yönetilecek? Uzun vadeli olduğu için belki çok dikkate alınmıyor, ama Kayseri deprem bölgesi ve çok ciddi bir sorunlu yapı stoku var. Biz şu an hasarlı binaların tespit süreci ve bunlarla ilgili eylem planı henüz bilinmezken, bir yandan da Ecemiş, Sarız, Erkilet fayının hareketliliği tartışılmakta. Yapılan araştırmaları dikkatle inceliyorum, hepsi diyor ki, büyük bir depremde Kayseri kent merkezinin bilhassa ova içerisinde kalan kesimlerinde sıvilaşma tehdidi söz konusu. Hatırlayacaksınız, 6 Şubat depreminin yıkıcı olmasındaki en önemli etmenlerdendi. Kayseri’nin yeni “fay haritasını, hasarlı bina tespit raporlarının durumunu, afet durumunda ulaşım yollarının kullanılabilirliği hakkında da Kayserili Bakanımız Sayın Özhaseki’ye sorularımı yönelttim. Bu şehrin bir vekili olarak henüz cevap alamadık. Deprem, bizim ana gündem maddelerimizden. Kayseri’de sorunlu yapı stokunun dönüşümü noktasında ciddi şüphelerimiz var. Bununla ilgili olarak atılacak adımların aciliyetini bilmek istiyoruz. Ama ne hikmetse, bu konuda sessizlik hakim. Bunlar, şehrimizdeki gerçekler ve toplumsal hakikatler. Bakınız, 2022’de Kayseri boşanmalarda 12. sırada. Şimdi bunun için neler yapacağımızı konuşmamız gerekiyor. Önümüzde şöyle bir tablo var: hem yatırım konusunda hem de toplumsal konularda adeta bir krizin pençesinde bulunan bir Kayseri söz konusu. Öncelikle, şu bir takım toz pembe rakamlardan bir sıyrılalım. Kayseri’nin gerçeklerini konuşalım. Şehrimizin yatırım, yönetim ve desteğe ihtiyacı var. Bununla yüzleşirsek, çözüme yaklaşabiliriz. Saadet Partisi olarak hedefimiz budur. Bu karamsar tabloyu değiştireceğiz, umutsuzluk ikliminden yeni umit iklimine milletimizi taşıyacağız. Tüm çalışmalarımız buna dönüktür. İlk hedefimiz, 83 gün sonra gerçekleştirilecek olan Yerel Seçimlerdir. İlkelerimiz bulunmakta. Bu ilkelerin başında, ‘Milletimizin Saadet ve Selameti için çalışmak’ gelmektedir. Bunun için gerekirse, kendi partimizin logosu altında çalışırız, gerekirse bölgesel ittifaklara da kapımız her zaman açık olur. Konuşmamın başından beri birçok rakam verdim. Tablo ortada. Böyle bir karamsar toplamın ortaya çıkmasının en temel nedenlerinden biri Sayın Erdoğan’ın da dediği gibi AK Kadroların “metal yorgunluğu.” Hem madden hem de manen yorgun, bu kadrolar artık yıprandı. Kayseri’yi ele alalım. Çeyrek asrı aşkın bir süredir, Kayseri aynı isimler tarafından yönetiliyor. Dolayısıyla buradan yenilik, inovasyon ve isabetli hizmetler çıkmıyor.” ifadelerine yer verdi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)