Kayseri Filistinle Dayanışma Platformu, İsmail Haniye suikastini ve Gazze’de yaşanan soykırımı protesto etmek amaçlı Kartal Şehitliği’nden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Bürüngüz Camii yanında basın açıklaması..
Kayseri Filistinle Dayanışma Platformu, İsmail Haniye suikastini ve Gazze’de yaşanan soykırımı protesto etmek amaçlı Kartal Şehitliği’nden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Bürüngüz Camii yanında basın açıklaması düzenlendi. Eğitim Bir Sen Kayseri Şube Başkanı Mehmet Emin Aslantürk, ilahiyatçı yazar Furkan Yılmaz ve Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yıldız konuşmalar gerçekleştirdi. Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mehmet Emin Aslantürk konuşmasında şunları ifade etti: Değerli kardeşlerim,
Bugün burada Şehit İsmail Heniye’nin vasiyetini yerine getirmek, eylem çağrısına icabet etmek, siyonizmi lanetleyip, tarihin en büyük imtihanını veren Gazze’li kardeşlerimizin sesi olmak için toplanmış bulunuyoruz. Siyonist İsrail rejimi 7 Ekim’den bu yana Gazze’de insanlık tarihinin en korkunç soykırımını gerçekleştiriyor. 40 bin kardeşimizi alçakça katletti, 100 binden fazla kardeşimiz de yaralı. Gazze şeridinde ayakta kalmış tek bir şehir, tek bir mahalle kalmadı. İnsanların sığınabilecekleri tek bir güvenli nokta bile yok.
Gazze’de daracık bir alana hapsedilmiş üç milyon insan, bütün insanlığın sessiz bakışları arasında yaşanan soykırımda çaresizce sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. Mazlum ve masumlar, Faşist ABD’nin Siyonistlere verdiği silahlarla havadan, karadan, denizden bombalanıyor. Ağızlarından insan hakları sözünü düşürmeyen İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler soykırıma açık destek veriyor. Siyonizmin hizmetindeki Batılı sermaye soykırımı finanse ediyor. Küresel medya sansür, çarpıtma, dezenformasyonla soykırımı örtüyor, vahşeti gizliyor.
Küresel zalimler bir araya gelmiş, Gazze’de planlı programlı bir soykırım uyguluyor. Kundaktaki bebekleri, sokaktaki çocukları, camide ibadet edenleri, un kuyruğundaki aç insanları öldürüyorlar. Meleklerin lanet okuduğu, şeytanların hayranlıkla izlediği bu alçakça, namussuzca vahşet karşısında BM çaresiz, BMGK ikiyüzlü, uluslararası toplum sessiz. Hitler Avrupa’sının, soykırımcı ABD’nin şımarık çocuğu İsrail, öldürdükçe alkışlanıyor, daha çok öldürmesi için teşvik ediliyor. Gazze kasabı, Hitler artığı katil Netanyahu, Nazi meclisinden farksız ABD Temsilciler Meclisi’nde konuşturulmakla kalmıyor, öldürdüğü çocuklar için dakikalarca ayakta alkışlanıyor.
Siyonist rejim, Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı itirazları karşısında ABD’den aldığı bu güçle hadsizce, alçakça Cumhurbaşkanımızı ve onun şahsında milletimizi tehdit ediyor. Bu kuru tehditlerle milletimizi ve Cumhurbaşkanımızı sindireceğini sanıyor. Halt ediyor! Yine Siyonist katiller, ABD’den aldığı güçle barış ve ateşkesin en büyük umudu olan asil bir lider, korkusuz bir mücahit, Gazze davasına ömrünü adamış İsmail Heniye’yi, gözlerimizi dolduran, bileklerimizi sıktıran ve yüreklerimizi kahreden elim suikastla şehit ettiler. Şehidimize Allah’tan rahmet, ümmetimize baş sağlığı diliyoruz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Onlar Heniye’yi öldürdüklerini sanıyorlar, oysa Allah yolunda öldürülenler “ölüler” değildir ve onlar Rabbimizin katında rızıklanmaktadırlar.
Filistin’in direncini kıracaklarını, özgürlüğe olan inancı yok edeceklerini sanıyorlar. Ama yine yanılıyorlar ve yanıldıklarını gün gelecek görecekler. Şehit Heniye’nin dediği gibi, “Suikastların direniş güçlerini, Hamas’ı, Filistin halkını zayıflatacağını düşünenler büyük bir yanılgı içindedir. Suikastlar direnişi, Filistin halkını direnişi ve mücadeleyi yükseltmeye teşvik edecek, güçlendirecektir.” Bütün dünya bilsin ki; İsrail bizim için devlet değil, terör örgütüdür ve bir terör örgütüne nasıl muamele edilmesi gerekiyorsa öyle muamele görmelidir. İsrail, bizim için emperyalizmin tetikçisi, yağmacı gasp çetesidir. İsrail, yalanın, alçaklığın, namussuzluğun örgütlü biçimidir. Bunlar Firavun’un zalimliği, Nemrut’un kibri, Haman’ın azgınlığını miras alanlardır. Bunlar İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın ilahına savaş açanlardır.
Biz, onların ne kadar korkak olduklarını, ihanetle yoğrulmuş ruhlarını çok iyi biliyoruz. Onlar ancak eman altında olanları öldürürler. Savunmasızları, çocukları, kadınları, ihtiyarları, masumları katlederler. Onlar ancak, hastaneleri ve ibadethaneleri bombalarlar! Onlar sanıyor ki akıttıkları kan yanlarına kalacak. Sanıyorlar ki bu zulüm devranı böyle sürüp gidecek. And olsun yanılıyorlar. Çünkü biz biliyor ve inanıyoruz ki zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur. Akıbetleri diğer tüm zalimler gibi olacak. Firavun gibi, Nemrut gibi, Hitler gibi olacak. Vakit mi? Pek yakın! And olsun biz bu hesabı kapatmayacağız! Bebek katili vahşiler, soykırımcı Siyonistler, işbirlikçi emperyalistler döktükleri kanda boğulmadıkça durmayacağız! ABD ve Siyonist işgal çetesi Filistin’den defolmadıkça susmayacağız!
Filistin toprakları Filistin halkınındır. Bir çakıl tanesinde bile meşru bir hakkı olmayan, Filistin’deki bir zeytin ağacı kadar bile tarihi olmayan İsrail, 139 ülkenin tanıdığı, başkenti Kudüs olan Filistin Devletinden defolup gitmelidir. Ey katil İsrail, ey soykırımcı ABD, işlediğiniz suçlar yakanıza yapışacak. Ey soykırımın işbirlikçileri, mazlumun ahı sonunuz olacak. Alçaklığınız adınızın başına yazılacak. Bin yıl da geçse soykırımla anılacaksınız. Tutuşturduğunuz zulüm yangında kavrulacaksınız! Siz de, yardakçılarınız da yenileceksiniz.
Bizler Kayseri Cumhuriyet Meydanı’ndan bütün uluslararası topluma, dünyanın vicdanı kararmamış liderlerine sesleniyoruz: Soykırımın durdurulması, bu vahşete dur denilmesi için uluslararası dengelere, reel politiğe, ulusal çıkarlara daha ne kadar kurban verilmesi gerekiyor? Susmak vahşetin ortağı olmaktır. Derhal ateşkes sağlanmalı, ilaç ve gıda başta olmak üzere insani yardımın acilen önü açılmalıdır. Gazze’de yaşanan soykırım bir an önce durdurulmalıdır. ABD ve diğer ülkelerin soykırıma silah desteği durdurulmalıdır. Ve buradan insanlığın vicdanına sesleniyoruz: Soykırımın durdurulması için bütün insanlık ayağa kalkmalı, meydanlar, sokaklar, caddeler “Özgür Filistin” sloganlarıyla inletilmeli, liderlere baskı yapılmalıdır. Ve yine buradan İslam ülkelerine sesleniyoruz: Gün; zulme, siyonizme, emperyalizme karşı bir olma, vahdet şuuruyla bir araya gelme, insanlığın sesini yükseltme, mazlumlara masumlara sahip çıkma günüdür. Aslantürk konuşmasını şu sloganlarla bitirdi: Yaşasın nehirden denize özgür Filistin! Kahrolsun İsrail, soykırımcı Empreyalizm!
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)