Saadet Partisi Aralık ayı divan toplantısı düzenlendi. Toplantıda Saadet Partisi Melikgazi İlçe Başkanı Vacip Kip, Saadet Partisi Belediye Meclis Üyesi Abdullah Özbilgin, Saadet Partisi İlçe Başkanı Necmettin Şahin, Saadet Partisi..
Saadet Partisi Aralık ayı divan toplantısı düzenlendi.
Toplantıda Saadet Partisi Melikgazi İlçe Başkanı Vacip Kip, Saadet Partisi Belediye Meclis Üyesi Abdullah Özbilgin, Saadet Partisi İlçe Başkanı Necmettin Şahin, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ve parti üyeleri katılım sağladı.
Toplantıda ilk olarak konuşan Saadet Partisi Melikgazi İlçe Başkanı Vacip Kip, ”Hepimizin malumu olduğu üzere yerel seçimlerin gölgesi üzerimize düştü. Hükümet yerel seçimleri kazanabilmek için çeşitli argümanlar geliştirmeye çalışsa da AK Partili yerel yönetimlerin kötü yönetimleri sebebiyle artık mızrak çuvala sığmaz oldu. Özelde Melikgazi Belediyesi, genelde ise AK Partili yerel yönetimler millete hizmetten uzaklaşıp, günü kurtarmanın ve vatandaşı hizmetsizliğe alıştırmanın derdine düşmüş vaziyetteler. Zira her yerel seçim öncesinde başlayan yol yapım ve bakım çalışmaları yine bu yerel seçimden yaklaşık 1 yıl önce başlamış ve bitmek bilmeyen yol yapım çalışmaları vatandaşın ve esnafın çilesi haline dönüşmüştür. İstanbul, Ankara gibi illerde bir yol yapım çalışması kısa mesafelerde 1 veya 2 gecede, uzun mesafelerde taş çatlasın 3-5 gün sürerken ilimizde ve ilçemizde bir yol yapım çalışması kısa mesafelerde bile bırakın haftaları, aylar almaktadır. Vatandaşa ‘bak biz yol çalışması yapıyoruz’ görüntüsü verebilmek için esnafın iş yapması engellenirken vatandaşın ulaşımda sıkıntılar yaşamasına sebep olunuyor. Melikgazi Belediyesi’nin 2024 yılında borçlanmayı düşündüğü miktar ise tam 372.000.000,00 TL ve bu borç için ne kadar miktarda faiz ödeyeceğimizi de önümüzdeki süreçte göreceğiz. Her yağmur yağdığında tıkanan mazgallar gibi tıkanmış, sorunlar yağmur sularının yolları doldurduğu gibi doldurmuş ve taşmış durumda. Yerel yönetimler halkın sorunlarını gideremez, sorunlara çözüm üretemez hale gelmiştir. Yerel yöneticiler ciddi şekilde yorulmuştur. Uzun yıllardır yenilenmeyen altyapının nüfusu iki kat artan şehrimize artık yetmediğini belediyelerin görmesi için ne gerekiyor? Altyapının yenilenmesi gerektiğini en az 3 yıldır her yağmur yağdığında yolların yağmur sularıyla dolup taşması sebebiyle vatandaş görüyor fakat belediyelerin altyapıyı yenilemeye yönelik bir çalışması maalesef yok. Sorunlar o kadar çok ki, bu sorunları buradan anlatmakla bitiremeyiz. İşte yaşanan bu tıkanıklığı açmak için canla başla çalışan Saadet kadroları olarak bizler, önümüzdeki yerel seçimlerde de inşallah en güzel ve hayırlı sonuçları alarak yeniden Milli Görüş belediyeciliğini vatandaşımıza göstereceğiz. Önümüzde çok önemli olan yerel seçimler var. Vatandaşın iktidara olan güveni artık tamamen sarsılmış, iktidar vatandaş nezdindeki kredisini son genel seçimlerde kullanmış ve artık vatandaşın bu dar boğazdan çıkış için bu hükümete ve AKP’li belediyelere hiçbir güveni kalmamıştır.” şeklinde konuştu.
Toplantıda Vacip Kip’in ardından Saadeet Partisi Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan açıklamalarında bulundu.
Gündem Gazze olmalıydı ama AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!
Ülke gündeminin İsrail-Filistin savaşı olması ve bu konu üzerinde çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiren Arıkan, konuyla ilgili olarak ”Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Meclisin yapması gereken, O gün İsrail’e karşı en sert tepkiyi vermesi gerekiyordu. Ama bu sert tepkiyi vermemiz iktidar oylarıyla reddedildi. Bugün Kayseri’deki STK’lılar bununla alakalı niye tek bir kelam etmiyorlar? Niye sürekli bütün okları muhalefete çeviriyorlar? Özlem Zengin çıktı dedi ki, ‘Ya siz Filistin’cilik oynuyorsunuz, burası STK değil.’ dedi. STK değil dediği saatlerde AK Partili milletvekilleri boyunlarında Filistin atkıları ile Meclis’in önünde basın açıklaması yapıyorlardı. Ya hani STK değil de burası, senin vekillerin boyunda atkıyla orada eylem yapıyorlar, basın açıklaması yapıyorlar. Ertesi gün oldu, biz yetinmiyorduk. Gündemin Gazze olması gerekiyordu. İktidar ise ısrarla gündemden Gazze’den uzaklaştırmak istiyor. Bir öneri verdik. Dedik ki, bir heyet oluşturulsun. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir heyet oluşturulsun. Bölgede inceleme yapmaya gidilsin. Bunun saadeti şusu busu değil, tüm partiler, altı tane grubu olan partinin hepsi gitsinler, bölgede incelemelerde bulunsun önerisi yaptık. Kim tarafından reddedildi? AK Parti ve MHP tarafından reddedildi. O beğenmedikleri, bizim STK’ların her gün laf yetiştirdiği muhalefet partilerinin hepsi, bu öneriye evet dediler. Sürekli sabah akşam yanına durdukları AK Parti ve MHP bu önerimizi reddetti. Heyet gönderemeyiz oraya dedi.” şeklinde konuştu.
Milli Görüş her zaman zulmün karşısındaydı!
Milli Görüş adı altında süre gelen geleneğin ilk günden beri Filistin’in yanında ve zulmün karşısında olduğunu dile getiren Arıkan, konuyla ilgili açıklamasında ”O beğenmedikleri, 99-2002 arasındaki Anasol M hükümetinin başbakanı, sabah akşam hakaret ettikleri başbakan, o gün Gazze’ye heyet gönderme cesareti göstermişti, yine böyle zulmün olduğu bir dönemde bölgeye heyet gönderme cesareti göstermişti. 11 aylık Refah Yolu iktidarı döneminde bölgeye asker gönderdik. Bugün bırakın asker göndermeyi, bu konunun bahsi bile açılamıyor. Bu konuyu dinlendirmeye cesaretleri bile yok. Niye yok? Biliyor musunuz arkadaşlar? Cevap çok basit. Geçtiğimiz pazartesi, bugün Cuma, çarşamba günü Meclisten bütçe onaylandı. Bütçede ortaya çıkan rakam ne? On bir trilyonluk bütçenin 2.7 trilyonu açık. 2.7 trilyon açığınız olduğu müddetçe Gazze ile alakalı hiçbir şey yapamazsınız. 2023’te nasıl ki bir şey yapamadılar, 2024’te de bir şey yapamayacaklar, bunu adımız gibi biliyoruz. 1.25 trilyon faiz ödemesinin, 2.7 trilyon bütçe açığının olduğu bir dönemde, iktidar sadece Birleşmiş Milletler toplantısında eline böyle kaldırıp ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyebilir, Davos’a gidip ‘One Minute’ diyebilir. Ötesi yok bu. İsrail çözdü, dediği, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı. Bırakın konuşsun, bırakın sabah akşam bize hakaret etsin, bırakın sabah akşam bizi yerden yere vursun. Biz işimize bakalım. Arzi Mevud projemizi adım adım yürürlüğe koyalım dedi. Hiç sesleri çıkmıyor bize. Ara ara yaptığımız bu çıkışlara eleştirilerde bulunuyorlar. Ama uzun boylu bir eleştiride bulunmak yerine, bizim toplumun gazını almaya yönelik eylemler yaptır.” ifadelerine yer verdi.
Bilanço çok kötü!
Gazze’de savaşın ilk gününden beri binlerce insanın bu savaştan olumsuz etkilendiğini belirten Arıkan ”Şöyle bir rakamlara baktığımızda 20 binden fazla şehidimiz var. 60 binden fazla yaralımız var. 8 bin çocuk, 6 bin kadın katledilmiş. 103 tane gazeteci cezaevlerine atılmış. 4 bin 695 – 5bin tane Filistinli kardeşimiz İsrailli cezaevlerine atılmış. 55 bin konut yıkılmış, 200 binden fazla konut, çok ciddi hasar almış. 115 tane cami kullanılamaz hale gelmiş. 23 tane hastane kullanılamaz hale gelmiş. 92 tane okul kullanılamaz hale gelmiş. 400 bin insan bulaşıcı hastalığın pençesine yakalanmış. Dikkat etmişsinizdir, 30 saniyede hepsini saydım ama hepsi çok büyük acı barındırıyor içerisinde.” şeklinde konuştu.
Kayseri halkı en azından bu konuda iktidarı uyarsın!
Kayseri halkına da seslenen Arıkan, iktidarın kalesi olarak bilinen şehri Gazze konusunda birlik olmaya davet ettiği konuşmasında ”Ben bir kere daha Kayseri’deki samimi kardeşlerime seslenmek istiyorum. Allah rızası için, iktidarı hiç olmazsa Gazze konusundaki yaptığı yanlışlardan dolayı uyarın. Siz uyarmazsanız, diğer iyi niyetli insanlar da iktidarın doğru yaptığını iddia ediyor, düşünüyor. Özür dilerim, biraz sesimle sıkıntı var, ara ara su içmek durumunda kalıyorum. Eğer bugün Saadet Partisi 10 milletvekiliyle Meclis’te olmamış olsaydı, emin olun ülkede Gazze diye bir gündem kalmayacak. Olağanüstü bir gayret gösteriyorlar, Gazze konusunun gündemden düşebilmesi için. 7 Ekim’deki İsrail’in yaptığı katliamla, 29 Aralık’taki İsrail’in yaptığı katliam arasında zerre bir fark yok. O ne yapıyorsa bugün katlanarak daha fazlasını yapıyor. Ama o gün yüksek perdeden İsrail’i eleştiren insanlar, bugün sessizliğe bürünmüş vaziyette bizi. Basından, ekranlardan takip eden iyi niyetli AK Partili arkadaşlarım, şunu diyecekler: ‘Ya olur mu? Siz de amma iftira attınız. Reis İsrail’e bak, nasıl eleştiriyor, Hitler’e benzetiyor. Almanya Başbakanın önünde İsrail’i yerden yere vurdu. Daha ne yapsın?’ diyorlar. Yapacak çok şey var. Dünyadaki bütün zalimler karşısında İsrail’i eleştirisin. Ama o gemilerin kalkmasına müsaade ettiği müddetçe, bunların hiçbirisinin bir anlamı. Efendim, neymiş? Bunlar uluslararası ticaret etmiş. Güney Afrika ağzımız açtığında birçoğumuz beğenmeyiz. Sadece %20 Müslüman Güney Afrika dediğimiz ülkenin %80 Hristiyan. Limanlardan gemi kalkışını yasakladı bu ülke. Malezya geçtiğimiz hafta İsrail’e bütün gemi sevkiyatlarını durdurdu. Bizim bakan çıktı, 7 Ekim’den bu tarafa gemi ticareti %48 azaldı, dedi. İktidar yaltakları ne diyor? Bakın, gördünüz mü? Bakan en güzel cevabı verdi. Gemi ticaretimiz azaldı. Biz gemi ticaretimizi azaltın demiyoruz, gemi ticaretini durdurun diyoruz. İsrail’in Filistin’e Gazze’yi bombalayan uçakların yakıtı bizden gidiyor. Mühimmat gidiyor buradan. Hadi gıdayı şunu bunu geçtik, insani dedin ama o demir çeliği. Siz ne diye gönder? O barutu oraya ne diye gönderiyorsunuz? Ve bizim STK niye bunlar karşısında sessiz kalıyorlar. Maalesef böyle acı bir tablo ile karşı karşıyayız, değerli arkadaşlar.” ifadelerine yer verdi.
TBMM’de daha çok işler yapacağız!
Saadet Partisi grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bugüne dek yaptığı ve bundan sonra yapmayı planladığı çalışmalardan da bahseden Arıkan, bu çalışmalardan ”Meclis çalışmalarımızdan bahsetmek istiyorum. Cenabı Allah yardım etti, teşkilatlarımız gayret gösterdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 6. grubu olarak meclisteyiz. İsrail zulmü karşısında en net duruşu ortaya koyduğumuzu bir kere daha ifade etmiş olayım inşallah. Daha yaptığımız, yapmamız gereken çok şey var. Malumunuz, 1 Ekim’de meclis açıldı, daha çok yeni hadiseler. Bu süreç içerisinde birçok hususu gündeme taşıdık. Taşımı ya da devam edeceğiz. Ama Saadet Partisi’nin mecliste yaptığı en önemli işlerden bir tanesi de turnusol kağıdı vazifesi yapıyoruz. Diğer partilerin gerçek yüzünü toplumun görmesi noktasında çalışmalar içerisindeyiz. Meclis açıldı dedik ki, nereye gitsek gençlerimiz mağduriyetlerden bahsediyorlar. Diyorlar ki, bir yerde biz işe gireceğiz, ama torpil bulmamız gerekiyor. Meclise gelen arkadaşlarımız oldu, misafirlerimiz oldu. Meclise gelen insanların %80’i evladına bir iş bulabilmek için milletvekillerinin kapılarında saatlerce bekliyorlar. O insanı kabahati ne? Tek bir kabahati: Torpilin olmaması.” şeklinde bahsetti.
Mülakatı kaldırma sözünün tutulması için çabalıyoruz!
Genel Seçim öncesinde hükümetin vermiş olduğu mülakatların kaldırılmasına yönelik sözüm tutulmamasından rahatsız olduklarını dile getiren Milletvekili Arıkan, konuyla ilgili Saadet Partisi’nin mecliste yaptığı çalışmalardan ”Cumhurbaşkanı seçimlerden önce çıktı en üst perdeden dedi ki, ‘Arkadaşlar, bir müjdeyi sizlerle paylaşıyorum. Mülakatı kaldırıyoruz. Kılıçdaroğlu aday, Erdoğan aday, ikiside mülakatı kaldıracağız’ diyor. İnşallah büyük bir problem ortadan kalkacak dedik. Seçim bitti, Erdoğan seçimleri kazandı. Milli Eğitim Bakanı çıktı dedi ki, ‘Ya mülakatın kaldırılması gibi diye bir durum söz konusu değil. Mülakat tabii ki olacak’ dedi. Cumhurbaşkanına dönüldü. Ya böyle böyle, siz mülakatı kaldıracağız diyordunuz. Ne olacak dediğinde, ‘Yetkili kurumlarla konuşacağız’ dedi. Bir daha ağızlarını al. Saadet Partisi olarak meclise öneri verdik. Gelin, siz bu tutku noktada bir vaatte bulundunuz, işinizi kolaylaştıran öneriyi biz verelim, muhalefetle tamam arkanızda, gene bu mülakatı kaldırın dediğimizde, 2 parti, AK Parti ve MHP, mülakatın kalmasından yana. O beğenmedikleri diğer muhalefet partileri, mülakatın kaldırılmasından yana oy verdiler, ama bizim dediğimiz insanlar, mülakatın kaldırılmadığı için iktidara tek bir kelam etmek yerine muhalefete sabah akşam hakaretler, eleştiriler yönlendiriyorlar. Yetinmedik, yine bir şeyler yapılması gerekiyordu, ülkenin her tarafı büyük bir feryat figan içerisinde, büyük problemler içerisinde yaşıyorduk.” şeklinde bahsetti.
Deprem konusunda destek verelim dedik reddedildi!
6 Şubat tarihinde yaşanan ve asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremler hakkında meclise verdikleri bir çok önergenin reddedildiğini dile getiren Arıkan, konuyla ilgili olarak ”Depremi konuşalım dedik, yüz on milyar dolardan bahsediliyor. Böyle bir zarardan bahsediliyor. Gelin bunu konuşalım. Muhalefet olarak o parayı bulmanız ile alakalı, biz size gerekli desteği sağlayalım, bu konuyu konuşalım dediğimizde, AK Partili ve MHP’li oylarıyla bu konuda reddedildi. Yok dediler, biz bunları konuşmayacağız, konuşamaz, çözemeyiz sorun. Bir problem varsa konuşulması gerekir, gelin ‘Bunu konuşalım’ dediğimizde, maalesef bunu da elleri tersiyle ittiler. Çoklu maaşlar, TOKİ’ler, atamalar, yoksulluklar, kira problemleri, üniversiteli gençlerimizin yurtlarda yaşadığı problemler ve üniversiteli gençlerimizin iş bulmakla alakalı sorunları, aklımıza gelecek ne kadar sorun varsa, hepsi ile alakalı soru önerimizi verdik. Gelen cevap, hepsinde istisnasız red oldu. En son, bu kardeşiz mecliste yaptığı bir konuşmada, dedim ki, “Ya neyi vermemi istiyorsanız, siz söyleyin. Biz verelim, siz de kabul edin” dediğimizde, yok, onu da yapamayız dediler. Böyle bir ucube durumda, maalesef karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Ezan dinmez diyen iktidar Ezan’ı da dindirdi!
Bütçe görüşmelerinde iktidar milletvekillerinin bütçe dışında konuları açarak din üzerinden bir politika yürüttüğünü dile getiren Arıkan konuyla ilgili açıklamalarında ”Bütçeye geldik. Orada çok kullanılan cümlelerden bir tanesi, meclis eşittir bütçe diyorlar. 20 günlük yoğun mesai harcandı. Saat gece 2’lere, 3’lere kadar, sabah namazlarına kadar mesai yapıldı; günler oldu. Elhamdülillah, 20 tane Saadet Partisi milletvekili, bu milletin tek bir kuruşunu zayi olmaması için gücünün yettiğince sorunları gündeme taşımaya gayret gösterdik. Her şeyi konuştuk, A’dan Z’ye her şeyi konuştuk. Bizim bu sorduğumuz sorular karşısında cevap ne? Biz PKK’lılarla bir olmayacağız. Biz FETÖ’cülere yol vermeyiz. Biz bu ülkeyi… Biz bütçe konuşuyoruz, arkadaş. Şu şu hususlarda birazdan bahsedeceğim rakamları zayi diyorsunuz, israf ediyorsunuz, harcamaları hakları yapıyorsunuz. Bunları konuşalım dediğimizde cevap, “Bayrak inmez, vatan bölünmez, ezan dinmez.” Ezanı da dindirmişler bu arada. Bütçe görüşmelerinde muhalefet partisinden bir vekil çıktı. Türkiye’de kapatılan, kapatılan demeyin, düzeltiyorum; cemaat olmadığı için imamlığı iptal edilen kadroları iptal edilen camilerle alakalı soru önerisi verdiler. Bu da reddedildi. İktidar, “Ezan dinmez” diyen iktidar, birçok camide cemaat olmadığı için İBAN kadrolarını iptal etmiş. Düşünsenize, bunu muhalefet partisi biri yapmış olsaydı. Bizim STK. Biraz önce bahsettiğimiz STK’lar, Cumhuriyet Meydanı’ndan çıkıp açıklamalar yapardı. Bu muhalefet, nasıl camideki imamı çekiyor derlerdi, ama iktidar bu hatayı yaptı. Bununla alakalı hiç kimse söz almamış oluyor.” ifadelerine yer verdi.
2053’ten önce 2023’ü konuşalım!
Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yaptığı meclis konuşmasına cevap vermek istediğini belirten Arıkan, konuyla ilgili olarak ”Bakan Bey Abdulkadir Uraloğlu önce bir konuşma yaptı ve 2053’ten bahsetti. ‘2053’te şunları yapacağız, 2071’de bunları yapacağız’ dedi. Söz sırası bana geldiğinde Sayın Bakan dedim, ‘2053 hedeflerini güzelce sıraladınız, ama gelin önce bir 2023’ü konuşalım’ dedim. 2023 hedefleriniz vardı; 2011-2012 bütçesinde 2023 hedefleri vermiştiniz. Bunlarla alakalı neler yaptınız, bir konuşalım dediğimde şu rakamları kendisiyle paylaştım: Otoyol hedeflerinde gerçekleşme oranı %26 olarak gerçekleşmiş. 2011’de bütçeden 2023 yılına kadar yapılması gereken yollarla alakalı paraları almışlar, yüzde yüzünü gerçekleştirecekleri hedeflerden sadece %26’sını gerçekleştirmişler, %74 ortada yok. Bununla alakalı bunu konuşalım. Bu %74’ün parasını aldınız, ne yaptınız sorusunu sordum.” şeklinde konuştu.
Soru sormak ne zamandan beri vatanı bölmekle eşdeğer?
Bakan Uraloğlu ile arasında geçen diyalog sırasında Uraloğlu’nun ”Vatanı böldürmeyeceğiz” şeklinde kendisine cevap vermesini eleştiren Arıkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ”Devamında bölünmüş yol hedefleri ile alakalı %52’ye ulaşmışsınız. %48 parasını bu milletten aldınız. Bunun cevabını verin dedim. Demiryolu hedeflerinde sadece %16’sı gerçekleşmiş, hedeflerde %84 ortada yok. Bunun parasını aldınız, bunu konuşalım dedim, cevap yok. Hızlı tren hedefine noktasında sordum, sadece %14’ünü gerçekleştirdiklerini söylediler. Havaalanı yolcu kapasitesini sordum, sadece %21 gerçekleştirdiklerini söylediler. Peki, geri kalan hedefler nerede, bununla alakalı bir şey söyleyin dediğimizde Bakan çıktı, ‘Biz buradan memleketi böldürmeyeceğiz’ dedi. Böyle bir memlekette yaşıyoruz maalesef. Ben yol soruyorum, havalimanı soruyorum, tren yolu soruyorum, bölünmüş yol soruyorum. O vatanı böldürmeyeceğiz diyor. Ya soru sormak ne zamandan beri vatanı bölmek ile eşdeğer tutuldu.” ifadelerini kullandı.
Ne sorsak pkk ve fetö’ye bağlıyorlar!
Muhalefet Milletvekillerinin, iktidara yönelttiği sorularda sürekli olarak pkk – fetö’nün bahane edilmesine ve muhalefetin terör örgütleriyle bağlantılı olmakla suçlanmasından şikayetçi olduğunu dile getiren Arıkan ”Son gün meclis kapanacak, Çarşamba günü Grup başkanımız Selçuk Özdağ çıktı dedi ki, Fuat Oktay eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bugünkü milletvekili hakkınızda iddialar var, milyon dolarlarla alakalı sahibinden olup servetinizin arttığı ile alakalı soru işaretleri var. Bununla alakalı ben doğru olduğuna inanmıyorum dedi. Yani o kadar nezaketli cümleler kullandı ki. Doğru olduğuna inanmıyorum ama kamuoyunu bununla alakalı bilgilendirin dediğinde Fuat Oktay kürsüye çıktı. ‘Biz PKK’lıları bu memleketi bırakmayacağız, FETÖ’cülere bu memleketi bırakmayacağız.’ Ya Allah aşkına size hangi soruyu sorduğumuzda FETÖ’ye PKK’ya bu işi bağlamayacaksınız. Ne sorarsa yol soruyorsun PKK’ya bağlıyor, tren yolu soruyorsun PKK’ya bağlıyor. Mal varlığını soruyorsun PKK’ya FETÖ’ye bağladıkları bir süreçle maalesef karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Kayseri’ye otoban yapın dedim, paramız yok dediler!
Kayseri’de yapılmasını planladıkları ve önergesini sundukları otoban için meclisten ret yediklerini dile getiren Arıkan konuyla ilgili açıklamalarında ”Yine yılan hikayesine dönen hususlardan bir tanesi şehrimize ilgilenen ustalardan bir tanesi Ulaştırma Bakanlığı çıktım dedim ki Sayın Bakan daha önce kendisi Kayseri’de Karayolları Bölge Müdürlüğü yapmış bir isim, tesadüf diyelim, o da Trabzonlu; yani bütün ihale yapanlar ne hikmetse Trabzonlular. Kayseri’de görev yaptınız, ulaşımdaki problemleri biliyorsunuz. Hızlı tren hikayesi yılan hikayesine döndü. Bununla alakalı ne diyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı seçimlerden önce Kayseri’ye geldi 2015 yılında Kayseri’ye Söz veriyoruz hızlı trene yapacağız dediniz. Siz ne diyorsunuz dediğimde dedi ki, ‘Sayın Vekil 2028’de yapacağız.’ Yahu daha 6 ay önce Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Meydanı’na geldi 2025’te hızlı treni yapacağız dedi, bakan soru önerimize 2028’de yapacağız dedi. Peki dedik, Aşkın Bey ile beraber Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak yanına gittik. Milletin içinde sormayalım, belki özelde farklı bir şeyler söyler diye gittik, dedik ki sayın bakan, ‘Biz otobana ulaşabilmek için 160 km Kırşehir’e gidiyoruz. Bütün şehirler önemli, ama 1,5 milyon nüfuslu Kayserili otobana ulaşabilmek için 150 bin nüfuslu Kırşehir’e gitmek zorunda. Bununla alakalı bizim otoban ne olacak?’ dediğimizde ya vekillerim dedi, ‘Kayseri otoban yapma durumumuz yok. Neden yok? Para yok dedi. Paramız yok dedi. Nasıl olacak bu iş seçimlerde 6 ay önce AK Parti’nin kıymetli vekilleri Hunat’ta Cumhuriyet Meydanı’nda ambarda Belsin’de İldem’de gezerken otoban yapacaklarını söylediler. MHP’li vekiller de bunu teyit ettiler. Ama bakana bu soruyu sorduğumuzda, ‘Böyle bir ihtimal yok, çünkü paramız yok’ cevabını aldık.” ifadelerine yer verdi.
Faizle mücadele edeceğiz deyip faizi artırdılar, bunların hepsi klavye mücahitleri!
Ak Parti’nin faiz politikası konusunda da eleştirilerde bulunan Arıkan, konuyla ilgili olarak ”Faiz hususu zaten artık bu konu çok konuşulduğu için detaya girmek istemiyorum, ama iki tane rakamı sizlerle paylaşacağım. 28 Mayıs 2023 akşamı balkon konuşmasında Ülkenin Cumhurbaşkanı çıktı, dedi ki, ‘Bizde de faizi sekiz buçuğa düşürdük, daha da düşüreceğiz, bununla alakalı kimsenin şüphesi olmasın’ dedi. 28 Mayıs’tan 29 Aralık’a 7 ay geçmiş, aradan çok az bir zaman dilimi geçmiş. 7 ay sonunda faiz ne oldu? %42,5’e çıktı. Bu STK’lar niye bunu konuşmuyorlar? Bizim Kayseri’de mikrofon mücahitleri, klavye mücahitleri, sosyal medya mücahitleri niye bununla alakalı tek bir kelam etmiyorlar? Niye sabah akşam muhalefete hakaret etmek eleştirmekten öte bir iş yapmıyorlar? Bir kere daha sizlere sesleniyorum, Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyun. Hükümetin yanlış politikalar ile alakalı tek bir kelam edin. Tek bir kelam. Kapalı kapılar ardında konuşuyorsunuz, özel sohbetlerde konuşuyorsunuz. Ama ne hikmetse mikrofonlar, kameralar geldiğinde mikrofonlar açıldığında bununla alakalı tek bir kelam etme cesareti göstermiyorsunuz. STK’larımız noter makamı olmaktan vazgeçsinler artık. STK muhalefet demektir. İktidara muhalefet etme demektir. Vatandaşın duygularına tercüman olmak demektir. İktidarın yaptığı yanlışları değişik operasyonlarla kapatma mercii değildir STK’lar. Ama Kayseri’mizde böyle bir tabloyla karşıyayız. 1.25 trilyon 2024 ile 2026 arası faiz ödemesi var. Bütçeden faizi gidecek rakam ne kadar biliyor musunuz? 5.4 trilyon.” şeklinde konuştu.
İktidar uzatmak için dizileri istismar etmekten vazgeçin!
Ülkemizde yayınlanan tarih dizileri üzerinden iktidarı eleştiren Arıkan, konuyla ilgili açıklamalarında ”Elbette topluma diziler üzerinden mesaj verilmeli, ancak iktidar uzatmaya yönelik bu dizileri istismar etmekten Allah rızası için vazgeçin. Fatih Sultan Mehmet Han dizisi çekiliyor, şu anda 13 bölümlük bir dizi. Bu bütçe, bu diziyi ayrılan para tam 257 milyon Türk lirası. Diziye ayrılan paradan bahsediyorum. Bu dizinin senaryosu temin edildiği, bu dizi ile ilgili danışmanlık hizmeti alındı. Bu dizideki eksiklikleri masaya yatırması gereken kurum olan Türk Tarih Kurumu’na ayrılan bütçe 236 milyon Türk lirası. Kurum olan Türk Tarih Kurumu’na ayrılan bütçe sadece 236 milyon, bu ucube bir bütçe rakamı.” ifadelerine yer verdi.
İletişim Başkanlığı’nın tek işi algı operasyonu!
İletişim Başkanlığı’nın yaptığı çalışmaları eleştiren ve algı operasyonlarıyla Cehennem gibi bir hayatı Cennet gibi göstermeye çalıştığını belirten Arıkan, konuyla ilgili olarak ”İletişim başkanından bahsetmek istiyorum. Meşhur bir kurum var, malumunuz Ankara’ya gidenler bilir. Devasa bir bina, kocaman İletişim Başkanlığı yazıyor. Türkiye’de bütçenin gösterdiği gerçeklerden bir tanesi de Türkiye’de 2 tane hükümet var. Bunlardan bir tanesi bildiğimiz Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı olduğu bir hükümet. İkincisi de Külliyede çalışan saray. Deyince kızıyorlar, külliyede çalışan. Oradaki bakanlıklardan biri de İletişim Başkanlığı. İletişim Başkanlığı ne iş yapıyor? Var mı elle tutulur bir iş gören? Yaptıkları tek şey, cehenneme çevirdikleri hayatı algı operasyonlarıyla cennet gibi bize göstermek. Bununla ilgili geçen yıla göre İletişim Başkanlığının bütçesini tam %250 artırmışlardır. %250! Bütçeler içerisinde en fazla artışın olduğu kurum İletişim Başkanlığı olmuş. Neden? Oradan algı siyaseti yapma durumundalar maalesef. Ve oradaki bütçe ile İletişim Başkanlığı bütçenin toplamının ne kadar olduğunu anlayabilmek için toplam Cumhurbaşkanlığı bütçesinin üçte bir kadar rakamı Fahrettin Altun emrine vermişler.” şeklinde konuştu.
Bütçe görüşmeleri ve torba yasa teklifi hakkında!
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleştirilen bütçe görüşmeleri ve torba yasa teklifi hakkında da konuşan Arıkan, konu hakkındaki düşüncelerini ”Türkiye’deki algı siyasetinin geldiği noktayı gözler önüne sermiş olalım. Yine bütçede dedik ki 12. Kalkınma Planı yayınladılar, torba yasaları yayınladılar. Bir de bütçe yayınları, hepsi ekonomik şeyler bunlar. Göstergeler, bütçe görüşmeleri pazartesi akşam bitti. Salı günü Mecliste torba yasa getirdiler. Dedi ki, “Daha dün bütçeyi konuş, bugün bu torba yasanın gelme gerekçesi nedir?” diye sorduğumuzda tabii ki cevap veremediler. Ama biz gerekçeyi biliyoruz. 86 maddelik torba yasayı apar topar, sadece 2 gün içerisinde geçiriyorlar. 86 tane maddeden bahsediyorum. Konuşabilsek 2 günde konuşma şansımız yok. 2 gün içerisinde kılıf olarak da o biraz önce bahsettiğim İletişim Başkanlığının maharetiyle sanki 86 maddede sadece emeklilere verilmesi gereken 5000 lira varmış gibi bu konuda eleştiri yapan muhalefet partileri ile emeklilere karşı karşıya getirme durumunda kaldılar.” ifadeleriyle dile getirdi.
Yeni vergilerimiz hayırlı olsun!
İktidarın izlemiş olduğu ekonomi politikası ve asgari ücrete yapılan zam hakkında sert eleştirilerde bulunan Arıkan, yeni vergilerin geleceği yönündeki fikrini ”Emeklerimizle 5000 lira para geçti ama geriye kalan 85 madde yeni vergiler anlamına geliyor. Yeni vergilerimiz hayırlı olsun diyeceğim ama hayırlı olma şansı yok ve ucu açık vergiler. Hiçbirini okuduğunuz anlama şansınız yok, defalarca okuduk anlayamıyorsunuz. Yorum açık bir şekilde Cumhurbaşkanına vergilerini artırma ile ilgili sınırsız yetkililerle donattık. Bu vergiler ne zaman gelecek? Bir Nisan sabahı gelecek, bir miktar 1 Ocak sabahı. Esas gürültünün kopacağı gün 1 Nisan, yerel seçimlerin ertesi günü yeni vergilerle Türkiye karşı karşıya kalacak, maalesef değerli arkadaşlar. Enflasyon rakamlarından bahsetmek istemiyorum. Her şey ortada zaten, birçok şeyi net bir şekilde görüyoruz. 30 Kasım 2023’te Maliye ve Hazine Bakanımız Mehmet Şimşek bir açıklama yaptı. Dedi ki, “Verginin tabana yayılması konusunda çok ciddi adımlar atacağız, reform çalışmamız var,” dedi. Vergi tabana yay ne demek? Yüksek gelirliden almak yerine aşağıdan vergi almak noktasında hamleler yapılacak. Kendilerince izahat yapıyorlar, “Biz öyle demedik, şu şekilde dedik, böyle dedik,” diyorlar. Aynı cümleyi aynı bakan yine Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek yapıyor. 2016 yılında özür diliyorum, Ocak 2015’te son açıklamayı yapmış. 30 Kasım 2023’te vergiyi tabana yiyeceğiz demiş. Bundan öncekini de Ocak 2015, aynı kelime, aynı cümle, demiş ki amacımız vergiyi tabana yaymak. Adamlar gözlerini garibana diktiler, “Ne derdi içerisinde? Vatandaştan ne koparabiliriz?” O çıktı Mehmet Şimşek mecliste, “Bizim paraya ihtiyacımız yok,” dedi, “Bizim paramız var.” O zaman bu 85 tane maddeyi niye geçirdiniz orada? Niye çeşit çeşit vergilerle 2024’ü vatandaşa zehir etme durumunda gayret gösterdiniz? Bu soruları soramazsınız. Sorduğunuz an ne oluyorsunuz, PKK’lı oluyorsunuz, fetöcü oluyorsunuz. Böyle bir süreçte maalesef karşı karşıyayız. Çarşı pazarın durumu ortada, enflasyonun durumu ortada. Bunlara çok fazla girmek istemiyorum.” ifadeleriyle dile getirdi.
Diğer partilerle aramızdaki fark gece ve gündüz kadar net!
Saadet Partisi’nin Türkiye’de bulunan diğer partilerden farklı olduğunu dile getiren Mahmut Arıkan, bu düşüncesinin sebeplerini ‘‘Biz diğer partilerden farklıyız. Diğer siyasi partilerden farklıyız. Erbakan hocamız bütün açıklamalarında birçoğunda standart kullandığı bir cümle vardı: “Biz ve diğerleri.” Bugün iktidar da aynı şeyi yapıyor, bugün Cumhur İttifakı ve diğerleri diyor. Diğerleri dediği kesim “Zillet” diyor, “illet” diyor, “şer ittifakı” diyor, “münafıklar çetesi” diyor. Olmadı hakaretler yapıyor. Erbakan hocamız “Biz ve diğerleri” derken, diğerleri dediği kesime şefkat penceresinden bakıp ikna edilmesi gereken insanlar olarak görürdü. AK Parti nereden bakıyor diğerleri dediği kesime? Yok edilmesi gereken, ortadan kaldırılması gereken insanlar olarak bakıyor. Aramızdaki fark gece ile gündüz kadar nettir. İktidarın bütçesinde ne var? Bütçe açık. İktidarın bütçesinde ne var? Faiz. Saadet Partisi’nin bütçesinde ne var? Denk bütçe var. Cumhuriyetin 100. yılındayız, yüzyıl boyunca yapılan bütçelerde sadece bir kez denk bütçe yapılmış, sadece bir kez. Onu da kim yapmış? Milli Görüş Partisi olan Refah Partisi. Saadet Partisi’nin bütçesinde D8’leri tekrar canlandırmak var. Birleşmiş Milletler toplantısında haykırmak. Sonra geri vites yapmak yok, Davos’ta haykırmak. Sonra geri vites yapmak yok. Saadet Partisi’nin bütçesinde İsrail’e asker göndermek var, İsrail’e haddini bildirmek var. Sadece 11 ay iktidar olduk, İsrail kılını kıpırdatamadı. Askeri oraya gönderdik, koyduk. Bir tane Filistin’e zulüm yapılmadı. 21 yıl boyunca Ortadoğu’da keyifli olan bir tane ülke var. Kim? İsrail. Kahvesini yudumlayıp Ortadoğu’da Ceren’in hadiselerini keyifli bir şekilde izlemek durumunda kalıyor. Bunları tekrar tekrar anlatacağız.” şeklinde dile getirdi.
Yerel seçimlere hazırlanmazsak toprak ayağımızın altından kayacak!
Saadet Partisi’nin yerel seçim çalışmaları hakkında öz eleştiri yapan Arıkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada partidaşlarına seslenirken ”Mecliste bulunan vekil arkadaşlarımız, orada diğer teşkilat mensuplarımız Türkiye’nin dört bir tarafında, 94 gün sonra yapılacak olan seçimler için canhıraş bir şekilde çalışmak mecburiyetindeyiz. Yoksa hocamızın deyimi ile ‘arkadaşlar, toprak ayağımızın altından kayıyor.’ Hep söylerdi, hatırlayın. Bütün konuşmalarında Erbakan hocamız, ‘toprak ayağımızın altından kayıyor’ derdi. Hakikaten toprak ayağımızın altından ve tarihi bir seçimin arefesindeyiz. 1989 yerel seçimleri hatırlayan büyüklerim var burada. Türkiye’deki belediyelerin sadece yüzde üç nokta 14’ünü aldık. Sadece 3.14 aldık. Hemen akabinde yapılan genel seçimlerde 61 tane milletvekili Meclise gönderdik. 1994 Ankara-İstanbul aldığımızı söylüyoruz ama belediyelerin sadece %12’sini aldık. Sadece %12. Hemen akabinde yapılan seçimlerde Refah Partisi Türkiye’nin en büyük partisi yapıp iktidara getirme başarısını ortaya koyduk. 31 Mart 2024, bizim için tarihi bir fırsat. Burada saatlerce konuşabiliriz, sizler ilde, ilçede, mahallede saatlerce toplantı yapabilirsiniz. Ama asıl yapmamız gereken 94 gün boyunca toplantı yapmak değil, insanlarımıza ulaşmak. İnsanlarımıza nasihat diliyle, yanlışları onlara aktarmak olacak. Erbakan hocamızın deyimi ile ‘bütün dış güçler, iç güçler, STK’lar, medya şubeleri vasıtasıyla narkozdan uyandırmak olacak.’ Aksi takdirde toprağın ayağımızın altından kaydığını bir kere daha ifade etmiş olalım, inşallah. Biz bu seçimlerde her yerde seçimlere gireceğiz. 1395 tane seçim bölgesi var. Bunların hepsinde seçimlere gireceğiz. İttifak olabilir mi? Elbette olabilir. İttifakın olabilmesi için de biz elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Aklın yolu bir. Bugün sayısal anlamda Türkiye’nin en büyük partisi İttifak yapmak durumunda kalıyorsak, bizler de haliyle bugünkü düzeni değiştirebilmek için, bugünkü batıl düzeni değiştirebilmek için, bütün ittifakları yapmak istiyoruz. Bütün ittifaktan kastım, bizim çizgilerimizi muhafaza etmek kaydıyla bütün ittifakları açığız. Saadet Partisi çatısı altında olduğu takdirde, bu noktada kimsenin aklına bir soru işareti olmasın. Bütün alternatifler, bütün ihtimaller zorlanacak, en iyi neticeyi alabilme noktasında bir gayret içerisinde olacağız. Biraz önce Türkiye bütçesinde bahsettiğim şey, yerel yönetimler içinde geçerli. 2004 seçimlerini hatırlayın. Daha gömleği yeni çıkarmıştı arkadaşlar. 99’da Fazilet Partisi’nde seçilmişlerdi, 2004’te AK Parti’nin adayı olarak seçimlere giriyorlardı.” ifadelerini kullandı.
Artık yalan söylemekten vazgeçin!
Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı reklam çalışmalarına eleştiride bulunan Arıkan, konuyla ilgili olarak ‘‘Kayseri’deki belediye otobüslerinin reklam kısmında, “Kafamızda şu kadar para var” reklamlarını yayınlıyorlardı. Bugün böyle bir duyma şansımız var mı? Biraz önce başkanımız ifade etti. Neyi duyuyoruz? Bütçedeki faiz ödemelerinden bahsediliyor. Eğer bütçede faiz ödemesi varsa, demek ki ortada bir denk bütçe yok, kasada demek ki bir para yok. İşleri güçleri yalan. Merkez Bankası’na sabah akşam diyorlar ki, “Şu kadar para var, kasamızda rezervimiz şu kadar arttı” diyorlar. Allah’tan korkun, yalan söylemekten artık vazgeçin diyorlar. Swap diye bir şey var. Nedir bu swap? Dış ülkelere teminat gösterme kaydıyla oradan belli bir parayı alıyorsunuz, Merkez Bankası’na emaneten koyuyorsunuz, borç olarak oraya koyuyorsunuz. Swap olarak koydukları parayı gözümüze baka baka yalan söyleyerek, Merkez Bankası’nda “Şu kadar para var” yalanını söyleme durumunda kalıyorlar. İşleri güçleri maalesef yalan olmuş durumda.” şeklinde konuştu.
Sizin yaptığınız yardım, sadece Gazze’lilerin tok karnına ölmesinden başka bir işe yaramıyor!
İktidar kanadının Gazze’ye gönderdiği yardımların oradaki savaşı durdurmak için bir çözüm olmadığını dile getiren Arıkan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ”Dedik ki, Gazze için bir şeyler yapmıyorsunuz, ya Allah’tan korkun, bir şeyler yapın dediğimizde, Leyla Şahin Usta grup başkan vekilleri hatırlayın. 28 Şubat’ın simge isimlerinden biriydi. Türban için Türkiye’nin dört bir tarafında eylemler yapılmıştı. O kadıncağız çıktı diyor ki, Saadet Partisi yalan söylüyor. Biz, şu kadar 666 ton rakamlarında şeyine arkasına saklanıyorlar, 666 ton Gazze İnsani Yardımı gönderdik.” Ya, biz yardım gönderdiniz demiyoruz. Sizin yaptığınız yardım, sadece Gazze’lilerin tok karnına ölmesinden başka bir işe yaramıyor. Sadece tok ölüyorlar. Peki ne yaptı iktidar Gazze ile alakalı bir tane eylem yaptı? Onun hakkını vermek lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait restoranlarda Coca-Cola yasaklandı. Yaptıkları tek şey bu. İkinci bir şey söyleyemezler. Ama bağırırlar. Sürekli bağırıyorlar, sadece. Sürekli hakaret ediyorlar. Sürekli eten yağa sabah akşam eleştiri yapıyorlar, ama eylem noktasında hiçbir şey, maalesef, yapmıyorlar. Yine söylüyorum, altını çizerek söylüyorum: Bu 94 gün evimize daha az gideceğiz. Çoluk çocuğumuza daha az zaman harcayacağız. Uykumuz fedakarlık yapacağız. İnsanları narkozlanmış hallerinden uyandırmak için gayret göstermek zorundayız. Türkiye’nin Saadet Partisi’ne ihtiyacı var. Gazze’nin Saadet Partisi’ne ihtiyacı var. Dünya mazlum coğrafyasının Saadet Partisi’ne ihtiyacı var. Bunu görmezden gelmeyelim. Bugün Kayseri’de rahatız. Evlerimiz sıcak. Arabalarımız var. Toplu ulaşımdan istifade edebiliyoruz. Ama Gazze’deki insanlar, sabaha çıkıp çıkmayacağını bilmeden yaşam mücadelesi veriyor. Batıyı da şeriatı da sıçradı. Oraya da zulüm sıçradı. Arzum eud planı tıkır tıkır işliyor. Gazze’ye bir şey yapmak istiyorsak, Gazze’ye yardım yapmak istiyorsak, yapacağımız şey teşkilat eksiklerimizi tamamlamak. Kaç mahallemiz var başkan? 58 mahallemizde teşkilat kurana kadar çalışmak zorundayız. Emin olun, zor değil. Bunu yapmak için niyet almak, iyi bir besmele çekmek, çalışmanın yarısına tekabül ediyor. Kalan yarısı da cami cemaatinden, kahvehanede oyun oynayan parkta oturan insanlara ulaşıp o mahallelerde teşkilatları kurmak gibi bir zaruret var. Aksi takdirde, bu toplantıları yapma imkanımız da elimizden alınmış olacak.” ifadelerine yer verdi.
Arıkan programda yaptığı konuşmayı ”Rabb’im, burada buluştuğumuz gibi Ruzi mahşerde de bizleri buluştur. İnşallah en güzel toplantıları noktasında bizlerden yardımını esirgemesin. Diyor hepinize saygılar sunuyorum. Allah’a emanet. Teşekkürler.” ifadeleriyle sonlandırdı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)